16-YENİ BİR KENTLİLİK DERGİLER DÜNYADAN

Geçmişten günümüze İngiliz çay kültürü 

Bütün ülkelerde en çok sevilen ve en çok içilen sıcak içecek kuşkusuz çay.

Her ülkenin kendine ait içme oranı, kuralları, alışkanlıkları, nedenleri yani kültürü mevcut. Ve çay kültürü o toplumun genel kültürüne ilişkin de pek çok ipucu veriyor.

İlk kez yaklaşık 5000 bin yıl önce Çin’de üretilmeye başlanan çayın çok sevilmesinin bir nedeni aynı zamanda bir sosyalleşme aracı olmasından kaynaklanıyor. Yani çayın içecek olarak öneminin toplumsal yaşamda oynadığı rol ile yakından ilgisi var.

Son istatistiklere göre Türkler dünyada en çok çay içen toplum. İngilizler ise listede üçüncü sırada. Üstelik ülkede son zamanlara kadar çay üretimi olmamasına rağmen…

İstatistiklere göre Britanya’da günde 100 milyon fincan çay içiliyor. Yani İngiliz halkı tam bir çaykolik (teaholic).

Son araştırmalar pandemi ile çay tüketiminin kişi başı 2 fincan arttığını gösteriyor.

İNGİLİZLER İÇİN “ULUSAL İÇECEK”

İngiliz olma”nın özelliklerinden birisi olarak kabul edilen çay, İngilizler için “ulusal içecek.” 21 Nisan ise Ulusal Çay Günü olarak kutlanıyor.

İngiliz Çay Kültürü’nün (British Tea Culture) dünyaca en çok bilinen özellikleri, çayın sütle içiliyor olması, geleneksel porselen fincanlarda sunuluyor olması ile sandviç, kek ve İngiliz skonlar’la sunulan ikindi çayı geleneği…

İngilizlerin dünya çay kültürüne katkıları çay kültürünü daha soylu bir şey haline getirmiş olmaları.  

İngilizce’de çay ile ilgili de pek çok deyim ve ifade var.

Geleneksel ikindi çaylarının servis yapıldığı yerlerin adı bile “Tea Rooms” yani “Çay Odaları“.

İngiltere’de yaklaşık 200 yıldır molaların adı “çay molası”.

İkinci dünya savaşında ise çay askerlere moral vermek için kullanılmış. Dönemin Başbakanı Churchil’in ünlü “Çay mermilerden daha önemli” sözü akıllara kazınmış. İngiltere çayını büyük oranda Kenya, Hindistan ve Çin’den alıyor.

Peki son zamanlara kadar çay bile yetişmeyen İngiltere’de çay, toplum yaşamında nasıl ve neden bu kadar önemli bir yer tutar oldu?

BUZLARI ERİTEN ÇAY

İngiliz halkı için çay bir “icebreaker”(buz kıran). Oldukça resmi olan  İngilizler için çay ortamı yumuşatan bir şey.

BBC’den Billie Cohen’in “İngilizler’in Çay Sevgisi Nasıl Başladı” makalesinde Antropolog Kate Fox, bazı sosyal durumlar açısından da İngilizlerin çayı iyi bir kurtarıcı olarak gördüğünü belirtiyor. “İngilizler sosyal bir ortamda kendilerini garip ya da rahatsız hissettikleri an hemen çay yapmaya başlar” diyor.

İngilizlerin kendini rahatsız hissettiği durumlardan birisi misafirlikler. Misafirlik kültürün önemli bir parçası değil. Nadiren olan misafirliklerde ise ayaküstü sohbetleri rahatlatan şey çay.  

Ağırlama kültürü olmayan İngiliz toplumunda ziyaretlerde teklif edilen ve sunulan tek şey çay. Çünkü yapımı ve sunumu kolay, zahmetsiz ve zaman almıyor. Yanında bir şey servis edilmesi nadiren olsa da tamamen duruma bağlı.

Yani çay pek çok durumda bir kurtarıcı. O nedenle İngiltere’de en çok duyacağınız sorulardan bir tanesi. “Would you like to have a cup of tea?”(Bir fincan çay ister misiniz)

ÇAY VE TEA

Bütün dünyada çayı ilk üreten Çinliler. Çayın tarihi M.Ö. 2700’lü yıllara kadar gidiyor. İlk olarak ilaç niyetine kullanılan çayın bir içecek olarak toplumsal yaşamdaki yerini alması  ise 10. yüzyılda gerçekleşiyor.

Avrupa çay ile ilk kez 1560 yıllarında Çin’e yolculuk yapan Portekiz’li rahip Father Jasper de Cruz sayesinde tanışıyor.

Çay kelimesi, tüm dünyada iki farklı sözcükten türemiş. Çin’in Kuzeyinde kullanılan Mandarince dilinde çay “Cha” (Çay) şeklinde yer alırken, Çin’in Güney Doğusunda yer alan Fujiian eyaletinde kullanılan Min Nan dilinde çay “Te” olarak adlandırılmış.

Dolayısıyla Çin’in Güney Bölgeleri ile ticaretlerini deniz yoluyla gerçekleştiren Avrupa ülkeleri çay’a “Tea” derken, Çin’in Kuzey bölgeleri ile ticaretlerini İpek Yolu başta olmak üzere kara yoluyla gerçekleştiren Doğu ülkeleri dillerinde çay yerleşmiş. Türkçe’deki çay da buradan geliyor.

İngilizce’de de çay “Tea” olarak adlandırılmasına karşın Deniz Kuvvetleri’nde hala Cha (Çay) deniliyor.

İNGİLTERE’YE ÇEYİZ OLARAK GELEN ÇAY

Çay İngiltere’ye ilk kez çeyiz olarak gelmiş. 1662’de İngiliz Kralı 2. Charles ile evlenen Portekiz Kralı 4. John’un kızı Catherine İngiltere’ye gelirken çeyizinde bir miktar da çay getiriyor. O sıralarda çay Portekiz’de aristokrası arasında yaygın. İngiltere’de ise sadece ilaç niyetine kullanılıyor ve çok pahalı. Catherine ile birlikte çay Kraliyette de içecek olarak içilmeye başlanıyor. 17. yüzyılda ise aristokraside popüler hale geliyor. Londra’daki kafeler ise çayı halkla ilk buluşturan yerler.

SÜTLÜ ÇAYIN ÖYKÜSÜ

İlk üretimin yapıldığı Çin’de çay porselen fincanlardan içiliyordu. Bu fincanlar tıpkı bizim çay bardakları gibi kulpsuzdu. Ancak soylu İngilizler bu fincanları kulplu fincanlara dönüştürdüler. Bugün hala bu çay fincanlarına “China Cups” deniliyor, yani Çin fincanları. Oldukça pahalı olan bu fincanlar sıcak çaydan çatlayıp kırılmasınlar diye çaya bir miktar süt koyulmaya başlanıyor. Böylece İngilizlerin çayı sütlü içme geleneği başlıyor. Çayın sütlü içilmesinin bir nedeni de sütün İngiltere’de içilen sert Seylan çayının tadını yumuşatması.

Başlangıçta porselen fincanlar Çin’den ithal edilirken daha sonra İngiltere kendi porselen fincanlarını üretmeye başlıyor.

KADINLARI ÖZGÜRLEŞTİREN VE EŞİTLEŞTİREN ÇAY SALONLARI  

17. yüzyılda erkekler cafelerde kadınlarsa evlerde hizmetçilerin hazırladığı gümüş demliklerle ve lüks fincanlarla sunduğu çayları içerken, ilk çay salonu (Tea Room) Lyons Londra’da 1894’de açılıyor ve bunu kısa sürede pek çok çay salonu izliyor. Böylece 20. yüzyılın başında Britanya’da kadınlar için çay salonları popüler buluşma yerleri haline geliyor.

Önceki yüzyıllardaki çayın aristokrat kadınlara özgü bir gelenek olmasının aksine çay odaları her tür sınıftan kadını buluşturan yerler haline geliyor.

Çay salonlarında kadınlar sadece sohbet etmiyor politika da konuşuyorlar.

Berkeley'deki "Tea Rooms" geleneksel çay salonlarına güzel bir örnek.
Berkeley’deki “Tea Rooms” geleneksel çay salonlarına güzel bir örnek. 

İKİNDİ ÇAYINA GEÇİŞ

19. yüzyılda ise çay yeni bir akıma yol açıyor. 11. Düşes Anna öğleden sonra saat 5 gibi kendini aç hissetmeye başlayınca akşam yemeği öncesi çay ile birlikte sandviç, tereyağı ve kek yeme alışkanlığı ediniyor. Buna arkadaşlarını da davet etmesi ile bugüne kadar gelen ikindi çayı ya da bizim daha çok bildiğimiz adıyla İngiliz 5 çayı geleneği başlamış olur.

Kraliçe Viktorya Buckingham Sarayı’nda ikindi çayı düzenleyince gelenek Kraliyet onayını da alır.  

Evlerde ise mug denilen daha modern fincanlar var. Kettle denilen ısıtıcılar da geleneksel İngiliz demliklerinin yerini almışlar.

İNŞAAT İŞÇİLERİNİN SERT ÇAYI BREW

Çayın İngilizce’de günlük konuşma dilindeki bir adı da Brew.

Brew sözcüğü “Builders’s Brew” (İnşaat işçisi çayı) demek. Bu sözcük inşaat işçilerinin mola verdiklerinde içtiği uçuz ve sert çaydan esinlenerek türetilmiş.

Brew bugün artık çay ve kahve de dahil sıcak içecek anlamında kullanılıyor.

Çay demleme işlemine de brew deniliyor. Ancak artık yaprak çay (leaf tea) ile demleme nerdeyse tarihe karışmış durumda. Poşet çaylar geleneksel porselen demliklerle yapılan çaylar için de en yaygın tercih.

Artık soğuk çaylar da popüler

POŞET ÇAY DEYİP GEÇMEYİN

Buna karşın, İngiliz halkı çay konusunda çok titiz ve seçici de olabiliyor. Yani zevkler ve alışkınlıklar sayısız ve vazgeçilmez. Şeker miktarı, tadlandırıcılar, sütlü, limonlu ya da sütsüz içilmesi, süt miktarı, çayın markası, çayın açık ya da koyu oluşu, süzme çayın fincanda bekletilme süresi, çayın sıcaklığı şeklinde uzun bir liste var.

İngiltere’de en çok satılan çay markaları

İNGİLİZ STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ’NDEN ÇAY STANDARDI

Peki İngilizler çayı nasıl yapıyor? Poşet çaylarla daha kolaylaşan çay yapımı için tarife ne gerek var mı diyorsunuz?

İngiliz Standartları Enstitüsü öyle düşünmüyor. Kuşkusuz her ince ayrıntının önemli olduğu bir ülkede çay toplum yaşamında büyük rol oynadığı için İngiliz Standartları Enstitüsü çay yapımına standartlar getirmiş. Ve standartlar artık poşet çayların yaygın kullanımı ile de güncellenmiş.

Kettle denilen elektrikli ısıtıcılarla ısıtılan su poşet çay konulan fincana aktarılarak 2-5 dakika bekletiliyor. Sonra süt eklenip dilenirse şeker konuluyor.

Standartlarda demliğin ve fincanların büyüklüğü vs gibi pek çok detay bulunuyor.

Örneğin fincan ile demliğin takım olması gerektiği bile belirtilmiş.

Ayrıca İngilizlerin yıllardır fincana önce çay mı yoksa süt mü konulması gerektiği konusundaki yaşadığı tartışmaya da nokta konulmuş. Buna göre, eğer çay fincanda yapılıyorsa önce sıcak su sonra süt, eğer demlikte demleniyorsa fincana önce süt sonra demlikteki çayın konulması doğru çay yapımı olarak tanımlanmış.

İşte İngiliz usulü çay tarifi!

ÇAY TERCİHLERİNDE SINIF FARKI

Antropolog Kate Fox’a göre, “Bir İngilizin çay yapma ve içme şekli onun hakkında çok şey anlatıyor.” Fox işçilerin çayı sert ve sade içtiğini, sosyal statü piramidi tırmandıkça çayın daha açık ve hafif içildiği tespitinde bulunuyor.

Fox’a göre çayı sütlü ve tatlandırıcıyla içmenin de çeşitli anlamları var. Çayı şekerli içmek alt sınıfa mensup olmanın göstergesi olarak görülüyor. “Bir kaşıktan fazla şeker kullanıyorsanız alt orta sınıfa, iki kaşıktan fazla kullanıyorsanız kesinlikle işçi sınıfına dahilsiniz demektir.

ÇAY NE ZAMAN İÇİLİYOR?

Türk çayı kahvaltının olmazsa olmazı, hatta baştacı. Ancak İngiliz çayı kahvaltıdan bile önce içilebilen bir içecek. Bunu süzme çaylar nedeniyle kolay hazırlanabiliyor olması da destekleyen bir şey. Yani Pek çok İngiliz için sabah kalkar kalmaz kalvaltıdan önce bir fincan çay alışkanlığı çok yaygın.

Çayın günün her saatinde içilen en yaygın içecek olduğunu söylemeye gerek yok. Ayrıca akşam yemekten önce ve sonra yine sadece bir fincan çay içilmesi de bir o kadar yaygın. Yani İngilizler güne çayla başlayıp çayla bitiriyor.

Çay ev ziyaretlerinin, resmi görüşmelerin, işyerindeki molaların da baştacı. Britanya’da yaklaşık 200 yıldır molaların adı “Çay molası”(tea break).

Modern yaşam koşulları evde geleneksel ikindi çayı geleneğini güçleştirirken, tarihi gelenek ve görenekleri korumaya büyük özen gösteren İngilizler için bu “soylu çay geleneği” bugün de restoran, Tea Rooms ve diğer kafelerde ikindi çayları ile devam ediyor. İkindi çayı doğumgünleri, vaftiz partileri vs gibi bazı özel kutlamalar içinse iyi bir seçenek oluşturuyor.

BANDIR BANDIR YE BENİ

Ancak çayla ilgili bütün gelenekler soylu değil. Örneğin çaya bisküvi batırarak yemek de bir İngiliz alışkanlığı. İngilizce’de “dunking” deniliyor.  Herşeyin bir tarihi ve hikayesi olan İngiltere’de çaya bisküvi batırıp yemenin tarihi ise 16. Yüzyıla kadar gitse de, asıl olarak 19. Yüzyılda başlamış.

Kraliçe Viktorya döneminde bisküviyi çaya batırarak yemenin halk arasında değil evde yapılmasının daha doğru olduğu genel yaygın kanıymış.

Bugünlerde “dunking” çaya batırılarak yenilmesi için daha az şekerli bisküviler üretiliyor.

CİNSİYETÇİ ÇAY SUNUMUNDAN CİNSİYETSİZ ÇAYLI GÜNLERE

Çayın demlenmesi, sunumu ile ilgili İngilizce’de geçmiş yüzyıllardan kalmış artık yaygın olmayan bir ifade de var. “Shall I be mother?” (Annelik yapayım mı/anne ben olayım mı?) sorusu “Çay servisini ben yapayım mı?” anlamında kullanılıyor.

Daha çok demlik, fincanlar ve yanında keklerin masaya birlikte getirildiği durumlarda çay servisini yapacak kişi “Shall I be mother?” diyerek çay servisine başlar. Ancak bugün daha çok ileri yaş kişilerin kullanabileceği nadir bir ifade olmakla birlikte artık sadece kadınlar tarafından da kullanılmıyor. 

İngiliz toplumunda çay yapımı ve sunumunda ise bugün artık cinsiyet farkından bahsetmek zor. Çay yapmak, demlemek ya da sunmak bir “kadın işi” değil.

İngiliz arkadaşlarınızın evine gittiğinizde evin sahipleri kadın ya da erkek olsun size çay ya da kahve isteyip istemediğinizi sorar ve sunarlar.

Aile içinde de kadınların sürekli çay yapan rolü değişmiştir.

Genel olarak süzme çayın getirdiği kolaylıkla da birlikte, herkes her an her saatte çay içebilir.

Skonlar

ÇAYLI ÖĞÜNLER

Çayın toplumsal yaşamda önemli rol oynaması nedeniyle İngilizce’ye de pek çok ifade yerleşmiş. Hatta öğünler ve öğün isimleri bile çayla birlikte değişmiş.

Çay ünlü İngiliz kahvaltısının (kuru fasulye, yumurta, sosisler vb) baştacı. Ancak bu öğle yemeği gibi olan kahvaltıyı artık sadece evde özel günlerde kendinize ziyafet çekmek istediğiniz zamanlar için geçerli. Aynı şekilde restoran ve kafelerde İngiliz kahvaltısı için ideal yerler.

Günlük yaşamda en yaygın kahvaltı şekli çay ve tost ya da sütlü mısır gevrekleri. Çay her zaman kahvaltının bir parçası olmayabiliyor.

Ancak çay o kadar önemli ki, zamanla günlük yaşamda akşam yemeği bile çay (tea) olarak tanımlanmaya başlanmış. İngilizce’de çok yaygın olarak “What’s for tea?” (Bugün yemekte ne var?) diye sorulduğunda kastedilen akşam yemeğidir. İşte İngilizce’de ve İngiltere’deki çayla ilgili tanım ve öğünler:

Afternoon Tea-(İkindi Çayı/5 Çayı)İngiltere’de özellikle Kraliçe Viktorya döneminde başlayan keklerle ve sandviçlerle yenilen ikindi çayı.

High Tea-(Yüksek Çay) Öğleden sonra geç saatlerdeki akşam yemeğine high tea deniliyor. Yüksek çay keyfi gibi bir anlam taşıyor. High Tea orjinal olarak ikindi çayından türemiş. Keklerle yenilen ikindi çayı sehpalarda yenildiği için Low Tea (Düşük Çay) yüksek masalarda daha çok sıcak etli pay, sebzeler ve ekmekli yeniden öğüne High Tea denilmiş. Bu öğünü sanayi devrimi sırasında fabrika işçileri başlatmışlar.

Cream Tea-(Kaymaklı Çay) Ünlü kaymak ve reçelli sunulan İngiliz skonlarının çayla birlikte içilmesi geleneğinin adı Cream Tea. Kaymaklı Çay.

Royale Tea-(Kraliyet Çayı) Şampanya ve şeri ile bitirilen çay servisinin Krallara özgü olduğu düşünüldüğü için Kraliyet Çayı deniliyor.

Celebration Tea-(Kutlama Çayı) Çayın keklerle sunulduğu özel kutlamalar. Örneğin vaftiz törenleri, doğumgünleri sonrasında yapılan kutlamalar.

Cuppa-Son olarak bir fincan kahvenin en basit tanımı da Cuppa olarak biliniyor.

Reçelli, peynir, yumurtalı sandviçler, İngiliz skonları ve minik kekler. İşte otel, restoran ve kafelerde sunulan ikindi çayı…

İNGİLİZCE’DEKİ ÇAYLA İLGİLİ İFADELER

İngiliz kültürünün bir parçası olan çayla ilgili İngilizce’ye de pek çok terim ve deyim yerleşmiş.

Bunlar içerisinde en çok bilinen ve kullanılanı “it is not my cup of tea” (O benim çayım değil). Yani “o benim tipim/tarzım” değil. Bir şeyi beğenmediğinizi ya da size uymadığını göstermek için kullandığınız ifade.

İşte çay ile ilgili bilinen diğer ifadeler:

A storm in a teacup-(Fincanda fırtına koparmak) Küçük bir şeyi fazla büyütmek anlamında kullanılıyor.

Tea ve Sympathy-(Çay ve sempati) Üzgün birisine sevginizi, şefkatinizi göstermenin yolu. Yani birlikte çay içip dertleşmek/sorunlarını dinlenmek.

Tea party-(Çay partisi) Bu ifade bir şeyin çok kolay olduğunu anlatmak istediğinizde kullanılıyor. Örneğin bir sınavdan geçince “Çay partisiydi” derseniz sizin için o kadar kolaydı demek istiyorsunuz.

Not for all the tea in China-(Çin’deki bütün çayları da verseniz)  Bir şeyi yapmak istemediğinizi ya da bir şeyden taviz vermeyeceğinizi söylemek için kullanılıyor. İngilizlerin çayı ne kadar çok sevdiğini gösteren güzel ifadelerden birisi. Örneğin “Çin’deki bütün çayları da verseniz Trump’a oy vermem” dediğinizde.

It’s as good as a chocolate teapot-(Çikolatadan demlik kadar iyi) Bir şey için o “çikolatadan yapılmış çaydanlık/demlik kadar iyi” demek, işe yaramaz demek. Çikolatadan yapılan demlik ısıtıldığında eriyip ne kadar işe yarayacaksa, o kadar yararlı demek.

ÇAY ANKETİ

Rahat ve keyifli bir Pazar yazısı olarak başlayan yazımın uzun bir araştırmaya dönüşmesi bile çayın İngilizler için ne kadar önemli olduğunun göstergesi. Bu yazım için işyerimde ve çevremdeki İngiliz arkadaşlarım arasında bir de çay anketi yaptım. Anketime katılanların hepsi sabah ilk iş olarak bir fincan çay içiyor ve günü de yine bir fincan çay ile bitiriyor. Çoğunluğu çaya şeker katmıyor. Ve hemen hemen hepsi çayı tek başına yanında hiç bir şey olmadan içiyor. Katılanlarından sadece bir kişinin evde geleneksel İngiliz demliği var yine yaprak çay kullanan da bir kişi. Katılanların hepsi çayı “sıcak” tercih ettiğini söylemiş ancak bu sıcaklık kaynar içtiğimiz Türk çayı sıcaklığı değil. Günde ortalama 4 fincan çay içiliyor. “Çay sizin için ne ifade ediyor” sorusuna gelen yanıtlar ise “İngilizlilik, rahatlık, huzur, güne başlayan ve bitiren, meditasyon, enerji, rahatlama, sorunları unutma, terapi, nostalji” yanıtları verilmiş.

ÇAY BAHANE SOHBET ŞAHANE

Biz Türkiyelilerin kanı kaynıyor, tıpkı ocakta kaynayan çay gibi. İngilizler ise biraz sütlü çay gibiler sıcağı alınmış. Ben koyu çay sohbetlerinin olduğu bir aileden geliyorum.

Şairin dediği gibi “Çay bahane sohbet şahane.” Çay bizim için koyu sohbetlerin aracı, İngilizler içinse ayaküstü sohbetlerin.

Nasıl hazırlanıp sunulursa sunulsun her kültürde çay sadece içimizi değil ruhumuzu da ısıtıyor ve insanlararası iletişimin önemli bir parçası…

Bol sohbetli çay keyifleri…

Fotoğraflar: Nurşen Davies

KAYNAKÇA

http://The history of afternoon tea – a great British tradition (historic-uk.com)

http://A Social History of Tea — Tea House Theatre

http://UK Tea & Infusions Association – Frequently Asked Questions About Tea

http://DERGİ – İngilizlerin çay sevgisi nasıl başladı? – BBC News Türkçe

http://İngiltere’de Çay Kültürü | Beş Çayı Nedir? | Lipton

http://Why Are Brits So Obsessed with Tea? – Anglophenia Ep 30 – YouTube

0 comments on “Geçmişten günümüze İngiliz çay kültürü 

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: