31 Mart 2019 yerel seçimlerine artık günler kaldı. Herkesin gözü doğal olarak İstanbul ve Ankara’nın seçim sonuçlarında. Bu iki ilin durumu yerel seçimlerin sonucunu olduğu kadar hükümetin durumunu, ülkemizin bekasını, patlıcanın ve soğanın geleceğini de etkileyecek.
Kendi seçim bölgem olması nedeniyle de Ankara’daki yarışı değerlendirmek isterim.
CHP adayı Mansur Yavaş ile AKP adayı Mehmet Özhaseki arasında giderek yükselen gerginlikte bir yarış sahneleniyor. Yarışın başlangıcında Ankara’nın yerlisi, burada üçüncü defa yarışan ve bu nedenle herkesin adını bildiği Mansur Yavaş bu özellikleri nedeniyle yarışa önde başladığı açık. Yapılan anketlerde 4-5 puan geride yarışa başlayan Özhaseki yaptığı açıklamalarda bunu kabul etmişti. Fakat son haftaya girildiğinde artık aradaki farkın kapandığı söyleniyor.
Biz adayları TV ekranlarında ayrı ayrı izleyebildik. Açıkçası yarışın bir proje yarışına sahne olduğunu söylemek mümkün değil. Projenin konuşulmadığı bir noktada daha ilginç birşey konuşuluyor “projelerin finansmanı”. Bana göre tartışmanın geldiği nokta, tartışmanın kendisinden daha önemli.
HASEKİ MODELİ İLE BELEDİYE YATIRIMLARININ FİNANSE EDİLMESİ
Mehmet Özhaseki televizyon konuşmalarında, röportajlarında ve kendi web sitesinde üzerine basarak bir yatırım finansman modelinden bahsediyor: Haseki Modeli Belediyecilik.
Şehircilikle ilgili devasa yatırımların belediye bütçesi kullanılmadan yapılmasının başarılması HASEKİ MODELİ BELEDİYECİLİK kavramını ortaya çıkardı. Bu yolla yapılan şehir stadyumu, Yamula barajı, şehir otobüs terminali, olimpik havuzlar, gecekondu önleme ve kentsel dönüşüm modelleri Haseki Modeli Belediyecilik olarak anıldı.
Yani neymiş? Şehre devasa yatırımlar yapacaksın ama bu yatırımlarda belediye bütçesi kullanmayacaksın. Peki ne kullanacaksın? Hangi parayla, daha da önemlisi “kimin parasıyla” bu yatırımları finanse edeceksin? Karşılığında ne vereceksin?
Türkiye’de yerel yönetim birimlerinin gelirleri üç temel kaynağa dayanmaktadır:
1- Yerel yönetimlerin merkezi yönetim bütçe gelirlerinden aldıkları pay
2380 sayılı Kanuna göre Türkiye genelinde toplanan genel bütçe vergi gelirlerinden belediyelere %6 oranında pay verilmektedir. Bu paylar Maliye Bakanlığı tarafından İller Bankasına aktarılmakta, İller Bankası da nüfus kriterini esas alarak bu payları belediyelere dağıtmaktadır.
2- Yerel yönetimlere merkezi yönetim tarafından yapılan transferler.
3- Yerel yönetimlerin öz gelirleri
Belediyelerin kendi topladıkları vergiler, harçlar, kira gelirleri ve kesilen cezalardan oluşmaktadır. Burada gelirler sayılırken son sırada bağışlar ve yardımlar maddesi yer almaktadır.
2006-2017 yılına ait belediye öz gelir tablosu incelendiğinde bağışlar ve hibeler maddesinin %1-2 oranında kaldığı görülüyor. Yani özelliği itibariyle bunlar “istisnai” gelirlerdir.
Tablo: Belediye Öz Gelir Bileşenlerinin Yüzdesel Dağılımı (%)
Şimdi tekrar başa dönecek olursak “Haseki Modeli” adı verilen bu gelir sağlama yöntemi aslında belediyelere istisnai olarak verilen bir kalemdir. Ama siz dönüp 5 yıllık belediye yönetiminiz sırasında stadlar, kültür merkezleri, yüzme havuzları, kreşler, parklar yapacaksınız, belediyenize otobüs, cenaze aracı, binek araçları, dozerler, greyderler, iş makinaları alacaksınız ama tüm bu yatırımlarınız belediyenizin parasıyla değil, müteahhitlerin parasıyla yapılmış olacak.
Şimdi sorumuzu yeniden soruyoruz. Belediye bütçesiyle yapmadığınız yatırımların karşılığında ne veriyorsunuz? Bu bağış ve hibeler ne karşılığında yapılıyor?
BAĞIŞ VE HİBELERİN KARŞILIĞI İMAR PLAN DEĞİŞİKLİKLERİ Mİ?
Son yıllarda hem AKP belediyelerine hem de diğer belediyelere baktığımızda belediye yatırımlarının belediye bütçesi yerine kişilerden alınan hibe ve bağışlar yöntemiyle finanse edildiğini sıkça görebiliriz. Burada örnek uygulama şöyle gelişiyor:
5 dönümlük bir arsanız var, emsali 0,5. Yani üzerine (5000×0,5) 2500 m2 bina yapabiliyorsunuz. Belediyeye imar plan değişikliği talebiyle başvurup emsalin 0,5’den 2-2,5 oranına artırılmasını talep ediyorsunuz. Yani yapacağınız bina artık 2500 m2’den 10 bin m2’ye çıkıyor. Artış 4 misli. Eğer gözde yerlerden birindeyse metrekaresi 10 bin liradan 75 milyon liralık bir rant sağlanıyor. Bu artış karşılığında siz belediyeye 5 milyon liralık bir kültür merkezi yapar hibe ederseniz belediye de size 70 milyon liralık bir rant sağlamış oluyor.
Al gülüm ver gülüm.
Peki bu yasal mı? Bütçe gelirleri içerisinde sayılan ama istisnai olarak uygulanması gereken bir uygulama istisna yerine genel kural haline gelirse bunun ahlaki olduğunu söylemek, yasalara uygun olduğunu söylemek mümkün mü?
CHP’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE HASEKİ MODELİ
Ankara’daki bu tartışmayı ne yazık ki diğer yerlerde de görmek mümkün. Ben Mehmet Özhaseki’nin modelini eleştiriyorum ama endişem Mansur Yavaş bu modele sıcak bakarsa ya da başka CHP belediyeleri, belediye başkanları tarafından uygulanırsa ne olur?
Son yılların genel uygulaması: AKP yaparsa “model” olur, CHP yaparsa “suç” olur.
www.gazeteduvar.com.tr / 25.03.2019
0 comments on “HASEKİ MODELİ BELEDİYECİLİK CHP İÇİN TUZAK MI?”