İsveç solu için inanılmaz tempolu bir hafta yaşandı. Sosyal Demokrat Parti, bir hışımla genel başkan değiştirdi. Şimdiye kadar kulislerde adı hiç geçmeyen bir isim, eski bir kaynak işçisi, solun en büyük partisinin lideri oldu. İnternet üzerinden oynanan ”Kim başkan olur?” bahislerinin hepsi yattı. Bugün için, İsveç Meclisi’nde, milletvekili bile olmayan Stefan Löfven, solu iktidara taşımaya çalışacak.
Önceki hafta cumartesi gecesi, şimdinin ’eski’ genel başkanı Håkan Juholt’tan bir istifa açıklaması geldi. Sosyal Demokratların genel başkanlık koltuğuna oturalı daha bir yıl olmadan Juholt’u, istifaya, ’kira’ skandalı taşıdı. İsveç’te, başkent dışından Meclis’e giren milletvekillerine, Stockholm’de ev tutmaları için kira yardımı yapılıyor. Meclis, vekilin ödemesi gereken kira bedelinin tamamını karşılıyor. 2007’den beri kira yardımı alan Juholt’un yaptığı hesap hatası, Sosyal Demokrat Parti’ye genel başkan seçildikten sonra ortaya çıktı. Sevgilisiyle birlikte aynı evi paylaşan Håkan Juholt, Meclis’ten “ev arkadaşı”nı unutup tam kira bedeli kadar yardım almış. İsveç basını, payına düşen kira bedelini ödemeyen bu ev arkadaşını ve Meclis’ten iki kat fazla kira yardımı alan Håkan Juholt’u aylardır topa tutuyor. Haberler sonrası, hakkında dolandırıcılık suçundan ön soruşturma açılan Håkan Juholt için savcılık davaya gerek görmedi. Juholt’u suçsuz buldu. Gelin görün ki kendisi de eski bir gazeteci olan Håkan Juholt, basının ve sol seçmenin kalbinde kendini temize çıkaramadı. Kamuoyu anketlerinde oy oranları düşen ve güç kaybeden Sosyal Demokrat Parti’nin yönetim kanadı, Håkan Juholt’u desteklediğini açıklasa da Juholt, partisini daha fazla yıpratmamak için kendi isteğiyle önceki cumartesi istifasını açıkladı.
İstifanın ardından, bu hafta, parti yönetiminin kimi genel başkan olarak belirleyeceği tartışmalarıyla geçti. Maraton uzunluğunda süren toplantılardan sonra, Merkez Yürütme Kurulu’nun “Gel, genel başkan ol” diye teklif götürdüğü tüm isimler, başkanlığa “hayır” dedi. Bu durum aslında, Sosyal Demokratların bir geleneği sayılıyor. Kriz dönemlerinde, kapalı kapılar arkasında parti liderliği seçimi yapılıyorsa teklif götürülen siyasetçi, şartların olgunlaşması için ilk teklife “hayır” diyor.
Başkanları istifa eden Sosyal Demokrat Partililer bir kez daha kitabına göre davrandı. İlk “hayır”ların ardından, Stefan Kjell Löfven liderlik koltuğuna oturdu. İnternetteki bahis sitelerinde, “Sosyal Demokratlara kim başkan olur?” listesinde ismi dahi geçmeyen bu adam, 2006’dan beri İsveç Demir Çelik Sendikası’nın başkanı, bir kaynak işçisi. 1957’de Stockholm’de doğmuş. Löfven, bir yaşındayken evlatlık verilmiş. 2005 istatistiklerine göre nüfusu 89 kişi olan Kuzey İsveç’te Undrum’da, büyümüş. Babası bir orman işçisi, annesi ev hanımıymış. İsveç basınının, “Takım oyuncusu, haksızlığa dayanamayan kişi, evlatlık ve anne kuzusu” olarak yazdığı Stefan Löfven, başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk olarak 82 yaşındaki annesini telefonla aramış. Oğlunun, kendisini çok gururlandırdığını söyleyen anne Iris, “Ona, telefonda, ‘İyi gidecek oğlum’ dedim” diyor. Löfven, lise eğitiminin ardından şehir değiştirmiş, 1979’da, Hägglund AB’de, kaynak işçisi olarak çalışmaya başlamış. İlk kavgasını ve sendikal hayatının başlangıcını bu iş yerinde yapmış. İşçilerin paydos odasına, molalar kısa olsun diye, yeterli sayıda sandalye koymayan işverenle kapışmış. Kendi takım kutularının üstüne oturarak dinlenmeye çalışan işçiler için hak aramış. Sonra da işçinin hakkını aramayı hiç bırakmamış. Önce üyesi olduğu, zamanla destek ve üye topladığı sendikanın başkanlığına kadar tırmanmış. Onun hayatına deymiş herkesin, ona, ’dahi’ gözüyle baktığı bu adam, şimdi İsveç solunun lideri oldu. Stefan Löfven, en iyi bildiği işi yapıp Sosyal Demokrat Parti’yi kaynaştırıp önce 2013’teki olağan kongreye partisini bir arada ve sağ salim taşıyacak. Annesinin söylediği gibi her şey iyi giderse 2014’teki seçimlere kadar da iktidar için partisine destek ve oy toplayacak.
Çok Çalışmak Lazım Çok
Ezber ediyoruz. İsveç’te, Sosyal Demokrat Parti’nin, önceki hafta, başkanlık koltuğuna oturan yeni lideri Stefan Löfven’e çalışıyoruz. Nasıl bir çocukluk geçirdi? Bir yaşındayken evlatlık olarak verildiği ailesiyle ilişkileri nasıldı? Okul yılları, erken gençlik dönemindeki futbol aşkı. Demir-çelik işçisi Stefan Löfven, sendikacı Stefan Löfven, siyasetçi Löfven… 54 yaşında, partinin merkez yürütme komitesi tarafından, başkanlığa atanan bu adama kilitlendik. Onun hakkında konuşmayan kimse kalmadı. Bugün 82 yaşında olan koruyucu annesi Iris, zamanında birlikte top koşturduğu futbol takımından arkadaşları, koçu, demir- çelik fabrikalarında birlikte çalıştığı işçi arkadaşları, herkes tanıdığı Löfven’i anlatıyor. İsveç medyasının, solun en büyük partisine tepeden inme lider seçilen bu adama gösterdiği ilgi normal. Basın şiddetle görevini yapıyor.
Parti başkanlığı koltuğundan bir yılı tamamlayamadan kalkmak zorunda kalan, önceki başkan Håkan Juholt, ilk göreve geldiği gün, ”Gazeteler yazmadan ben söyleyeyim, Sosyal Demokrat Parti’ye başkan olmadan önce, hayatımda üç defa hız sınırını aşmaktan trafik cezası yedim” açıklamasını yapmıştı. Onun da geçmişini mercek altına alan İsveç basını, eski başkanı geçmişindeki bir hatadan değil, daha aktüel bir yanlıştan yakalıyıverdi. Meclis’e fazla kira bedeli ödettiği ortaya çıkan Håkan Juholt, parti yönetiminin tüm desteğine rağmen, skandaldan dört ay sonra istifasını vermek zorunda kaldı.
Bakan düşüren, parti başkanı istifa ettirten İsveç basını şimdi Löfven’i ölçüp tartıyor. Sosyal Demokrat Parti, kaynak işçisi Stefan Löfven’i kaybetmemeye kararlı. Aralarından, İsveç basınına ”yem” olmayacak, tertemiz birini bulup başkan koltuğuna oturtan partililer, bu sefer işi çok sıkı tutuyor. ”Stefan Löfven için dersler başladı.” Bu ifade, Sosyal Demokrat Parti’den İsveç’in eski başbakanı Göran Persson’a ait. Sosyal Demokratlar, aralarında eski başbakanların ve bakanların olduğu, bir ’kurt’ politikacılar grubunu, yeni başkan Stefan Löfven’i birebir çalıştırması için görevlendirdi. Löfven’in hocalarından eski Başbakan Persson, onun için ”Her sabah, en az bir saat temel konular hakkında ders çalışıyor, şimdilik iyi gidiyor” diyor.
Dış politika, kamu sektörünün işleyişi ve hukuk, Stefan Löfven’in ders şemasında en ağır konular olarak gösteriliyor. Onun hakkında yorum yapan devlet bilimciler, kaynak işçisi ve eski sendikacı Löfven’in en iyi bildiği konuların sosyal sorunlar ve organizasyon olduğunu söylüyor. Kurulan parti okulunda, şu an milletvekili olmayan ve meclis çatısı altında partisini temsil edemeyen Stefan Löfven için, parlamentonun iş akışı da anlatılacak.
Parti yönetimi, Löfven’e ekonomi politikalarını öğretmesi için eski bir bakanı ve ünlü bir ekonomisti Leif Pagrotsky’i öğretmen tayin etti. Pagrotsky’nin ne kadar katkısı vardır bilinmez ama Sosyal Demokratların yeni başkanı Stefan Löfven, soldan uzaklaşan ve sağ partilere kaymış işçi sınıfının kalbini şimdiden kazanmaya başladı. Her fırsatta, uluslararası toplu sözleşmelerden, küresel çözümlerden bahsediyor. Endüstrileşmedeki Avrupa’dan uzaklaşmayı ve vergi kaçışlarını önlemek gerektiğini vurgulayan yeni başkan, yıpratıcı rekabete küresel çözümler getirmekten dem vurdukça gazetelerin okur mektupları köşelerinden ona destek ve başarı dilekleri yağıyor. “Bu konular, Olof Palme zamanından beri kimsenin umurunda değildi” diye notlar düşülüyor.
Niyetini bozmazsa ya da basın bir “bozuğunu” bulmazsa Stefan Löfven, söylemleriyle heyecan yaratıyor. Uzak komşu İsveç’te pişer, bize ne düşer? Demokrasinin işleyişi gereği, basın, siyasetçinin koltuğunda kalıp kalamayacağını, kamuoyunun takdirine sunar. Siyasetçi, gazeteciyi koltuğundan etmez, hapse tıkmaz. Ağır bir yük altında, “ileri demokrasi”yi yönetenlere, kahvaltıdan önce, her sabah bir kere tekrarlamaları için ders olsun.
0 comments on “KAYNAK İŞÇİSİ PARTİ BAŞKANI OLDU”