06-ULUSÇULUKLA HESAPLAŞMA DÜNYADAN

ŞANSÖLYE MERKEL’İN RAKİBİ: HEMŞEHRİSİ STEINBRÜCK

2013 yılı sonbaharında Almanya’da düzenlenecek genel seçimler öncesi Sosyal Demokratlar arasındaki adaylık yarışı Peer Steinbrück’ün galip gelmesiyle sonuçlandı. SPD (Sozialdemokratische Partei Deutschlands) içinde Merkel’e karşı yürütülen Parti Genel Başkanı Sigmur Gabriel, Parti Federal Meclis Grup Başkanı ve Dışişleri Eski Bakanı Frank-Walter Stainmeier ve Maliye Eski Bakanı Peer Steinbrück arasındaki üçlü yarış geçtiğimiz ekim ayı başında parti yönetiminin Steinbrück’ün şansölye adaylığını resmi olarak ilan etmesiyle sona erdi.

2013 yılı genel seçimleri üzerine SPD’nin beklenenden önce yaptığı bu açıklama ve partideki diğer iki önemli ismin geri planda bırakılmasıyla Steinbrück’ün adaylığının kesinleşmesi şüphesiz izlenilen seçim stratejisinin bir parçası. Zira dünden bugüne  yürüttüğü görevlerle Alman siyasetiyle büyüyen Steinbrück, tecrübe ve kapasitesiyle Merkel’i tahtından edebilecek güçte. Steinbrück’ün özgeçmişi ise bu görüşü destekleyen bir içeriğe sahip.

1947 yılında Hamburg’da dünyaya gelen Steinbrück, eğitimini Kiel Üniversitesi’nde Ekonomi okuyarak tamamlar. 1969 yılından beri SPD üyesi olan Steinbrück, aktif olarak uzun süre yerel siyaset içinde çeşitli görevler alır. Sırasıyla Schleswig-Holstein ve Kuzey Ren Vestfalya (Nordrhein-Westfalen-NRW) eyaletlerinde Ekonomi ve Ulaştırma Bakanlığı yaptıktan sonra, 2000-2002 yılları arasında NRW eyaleti Maliye Bakanlığı görevini yürütür. 2002-2005 süresince NRW Eyalet Başkanlığı yapan Steinbrück, 2005-2009 yıllarını kapsayan ve Merkel’in ilk defa şansölye seçildiği Büyük Koalisyon (CDU/CSU- SPD) döneminde Federal Maliye Bakanlığı görevine getirilir.Böylelikle Steinbrück, özellikle Federal Maliye Bakanlığı yaptığı süreçte sinyal veren ekonomik krize yönelik kararlı söylemleri ve duruşuyla Almanya siyasetindeki ününü pekiştirir.

Steinbrück’ün hatırı sayılır siyasi tecrübeleri dikkate alındığında;Avrupa’da giderek yükselen borç krizi ve  Euro Bölgesi’nde devam eden sıkıntılar Avrupa ekonomisine etkin biçimde yön veren Almanya’nın siyasi ve ekonomik gündeminde uzun süredir yer işgal ederken,  SPD’nin Steinbrück çıkışı tüm bu olumsuzlukları seçim öncesi Merkel’in aleyhine kullanmak ve şansölyelik mücadelesinde Steinbrück’ün ekonomi ve mali meselelerdeki maharetini vurgulamayı amaçlamış gibi görünüyor. Ancak bu iddialı görünen adaylık sürecinin gidişatı başlarda göründüğü kadar toz pembe değil…

Ücretli Konferans Krizi

Peer Steinbrück’ün şansölye adaylığının açıklanmasından çok kısa bir süre sonra, kendisinin parlamento üyeliği sürmekteyken bir takım finans şirketlerine yüksek ücretler karşılığında konferans ve ayrıca danışmanlık hizmeti verdiğinin ortaya çıkması bir skandal gibi SPD’nin gündemine oturdu.Bunun sonucunda hızla türeyen “yan gelir” iddiaları üzerine SPD ve Yeşiller içinden yükselen sesler Steinbrück’ü bahsi geçen gelirleri kamuoyu ile paylaşmaya itti.

Der Spiegel’in haberine göre  Steinbrück, konuşması başına yaklaşık 14 bin Euroluk bir kazanç elde ederek bunun yüzde 48’inin vergilendirildiğini doğrularken;  rakip partilerden kendisine yöneltilen, konferans verdiği banka ve finans şirketlerine çok yakın olduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Der Spiegel’in aynı başlıklı haberinde konu aldığı ve bir hesap denetim kuruluşu tarafından Steinbrück’ün konuşmalarından elde ettiği gelirlerin tüm detaylarının mevcut olduğu  20 sayfalık rapordaki rakamlar ise çok çarpıcı. Öyle ki ilgili raporda 2009-2012 yıllarını kapsayan dönemdeki en güncel veriler incelendiğinde, Steinbrück’ün 2012 yılı başından temmuz ayına dek uzanan 7 aylık süreçte 15 bin euro karşığında 10 farklı konuşma yaptığı görülüyor. Dahası, Steinbrück’ün 2009’dan 2012’nin ortalarına kadar verdiği konferanslar karşılığında bütünüyle elde ettiği gelir miktarı 1.12 milyon euroyu bulmuş. [1]

Steinbrück’ün parlamento üyesiyken bazı finansal kuruluşlara verdiği konferanslar ve danışmanlık hizmetleriyle katladığı kişisel servetinin ortaya çıkması, Almanya gündemine aktif siyaset içinde bulunan milletvekillerinin alternatif kazançlarının etik olup olmadığı tartışmalarını da beraberinde getirdi. Steinbrück her ne kadar elde ettiği kazançların şeffaflığının arkasında durarak yasal anlamda yanlış bir şey yapmadığını belirtse de; liberal muhafazakâr rakipleri dışında SPD ve sol cepheden kendisine yöneltilen eleştiriler de oldukça sert. Bu anlamda SPD’ nin sol kanadını temsil eden ve emekçi kesimlere yakın duruşları ile bilinen parti üyeleri Peer Steinbrück’ün sosyal adeleti sağlamak konusunda yeteri kadar sağduyu ve temsil gücü taşımadığını düşünüyor. Steinbrück’ün bireysel ekonomik önceliklerinin SPD’nin  yerleşik ilkelerini gölgelediğini ima ederek son derece alaycı eleştiri ve değerlendirmelerde bulunan sol menşeli Die Tageszeitung gazetesi ise, Steinbrück’ün“sıradan insanların günlük yaşamını algılayabilecek kapasiteden yoksun, tipik bir politikacı” olduğu yönündeki ifadelerini çekinmeden sayfalarına taşıdı.

Kanzlerin Merkel mi, Tahsildar (!) Steinbrück mü?

SPD’nin Peer Steinbrück’ü aday göstermesiyle giderek kızışmaya başlayan şansölyelik rekabeti siyasi yorumcuları da harekete geçirdi. Merkel-Steinbrück kıyaslamasının çok yönlü biçimde yapıldığı değerlendirmelerdeaçık sözlü ve hazırcevap olmasıyla tanınan Steinbrück’ün, Şansölye Merkel’in en güçlü rakibi olduğu sıklıkla dile getiriliyor. Ancak şu aşamada adayların kişisel özellikleri ya da  karakter yapıları üzerinden seçim sonucuna yönelik tahminlerde bulunmak Almanya’nın içinde bulunduğu şartlar içinde gerçeklikten çok uzak. Öte yandan şansölyeliğe uzanan süreçte hem Merkel, hem de Steinbrück’ün seçmenleri ve destekçileri gözetmenliğinde, Avrupa’yı esir alan ekonomik krizle başa çıkma yetileri üzerinden ağır bir sınava tabi tutulacağını söylemek mümkün. Her iki adayın sosyal adaleti sağlamak ve gelir dağılımındaki eşitsizlikleri önlemeye yönelik tutumları da 2013 yılında düzenlenecek seçimlerin sonucunu etkileyebilecek başat unsurlar arasında gösteriliyor.

Steinbrück’ün adaylığının açıklanmasından önce borç krizine karşı sunduğu reçete niteliğindeki rapor genel anlamda finans piyasalarına çekidüzen vermeyi öngören sıkı tedbirlerin yanı sıra, bireysel ve ticari bankacılık işlemlerini birbirinden ayırmayı amaçlayan bazı düzenlemeleri kapsıyor. İlgili raporda finans sektöründeki çalkantıları engellemek üzere Avrupa bankalarından ayrılacak 200 milyon euroluk fonun[2] gerekliliğine işaret eden Steinbrück, aynı zamanda yeni ve oran olarak arttırılması düşünülen vergilendirmelerin sinyallerini de veriyor.

İki Hamburglu şansölye adayı 2013 genel seçimleri öncesinde ekonomik problemlerin giderilmesi hususunda birbirlerine kılıç sallarken, Steinbrück’ün gerçekleştirmeye niyetli olduğu ekonomik düzenlemelerin bir kısmının Almanya’daki sosyoekonomik hakları törpüleyecek nitelikte olması, SPD’nin sol kanadında Steinbrück’ün adaylığı konusunda gelişen müzmin şüpheleri körüklüyor. Aynı zamanda önemli destekçilerinden Eski Şansölye Gerhard Schröder’in geçmişte çokça tartışılan “Agenda 2010” adlı ekonomik programının bir türevi gibi görünen yaklaşımları sebebiyle Steinbrück’ün ileriki günlerde bazı partili ve seçmenlerin tepkisini çekme ihtimali de yüksek. Almanya’da seçimlere yönelik yapılan son anketlerde ise; aniden patlak veren ücretli konferans krizi sonrası Steinbrück’ün zedelenen imajının negatif yansımaları açıkça görülüyor. Böyle durumlarda, uzun yıllar bireysel politik hırslar ve “kraldan kralcı” uygulamaların kurbanı olan asırlık SPD’nin köklerinin her geçen gün biraz daha zedelenmesi artık hiç şaşırtmıyor…

Anlaşılan o ki, Peter Steinbrück 2013 seçimleri sonrasında Federal Maliye Bakanlığı yaptığı dönemde olduğu gibi Hıristiyan Demokratlarla (CDU)  Büyük Koalisyon kurma ihtimalinin olmadığını kesin bir dille ifade ederken, kıyasıya rekabetle sürecek seçim maratonu için gereğinden fazla öz güvenli duruş gösterme çabasında. Hiç kuşkusuz bu öz güvenin en büyük dayanağı cebini doldurmak için sıklıkla kullandığı güçlü çenesi… Ancak başlayan seçim maratonu boyunca Steinbrück önerileriyle cebini dolduranların arkasını kollamak yerine, sağduyulu bir tutumla SPD içinde adaylığı üzerine gelişen ayrılıkları ortadan kaldıracak girişimlerde bulunup, ücretli konferanslardan sağladığı dudak uçuklatan kazancın yarattığı sarsıntı neticesinde kendisine cephe alan sol kesimlerin gönlünü alma yoluna gitmezse 2013 yılı sonbaharında olası görülen hayal kırıklığı kapıda.

[1]“Steinbrück Fends Off Criticism of His Extra Income”, 30 October 1012, http://www.spiegel.de/international/germany/spd-ca… (Erişim Tarihi: 9 Kasım 2012)

[2]Kamil Frymark, “Germany: Peer Steinbruck SPD candidate for the position of chancellor”, 03 October 2012, http://www.osw.waw.pl/en/publikacje/ceweekly/2012-… (Erişim Tarihi: 9 Kasım 2012)

0 comments on “ŞANSÖLYE MERKEL’İN RAKİBİ: HEMŞEHRİSİ STEINBRÜCK

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: