CHP Gençlik Kolları kurultayının ardından hem kurultaya hem de gençlik kollarına yönelik bazı gözlemlerini paylaştın çevrende. Bunları biraz anlatabilir misin?
Gençlik kolları yaşını geçtiğim için bu yarışın içinde değildim ancak gözlemlerim sonucu gayet medeni ve açık bir şekilde bütün kartlar eşit dağıtılarak bir seçim yürütüldüğünü düşünüyorum. Gençlerin cesareti ve azmi takdir edilesi bir durum ona lafım yok. Yalnız bu seçimler konuşulduğu gibi adaylardan çok onları yönlendirmek isteyenlerin bir oyunuysa eğer gençlerin tavrı ağır olabilir. Böyle bir hava vardı kurultayda. Bu da dipnot olarak geçilsin. Sürece ilişkin bazı eleştirilerim var.
Birinci olarak, bu gençlik kollarının feodal parti işleyişlerinden çok farklı olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi diğer partiler ile kıyasladığımızda parti içi demokrasiyi uygulayan tek parti. Eksileri var buna şüphe yok. Fakat ahbap – çavuş ilişkisini bir türlü üzerinden atamıyor. Bunu da hala devam eden kongrelerde hissedebiliyorsunuz. Gençler yönetime eleştirilerde bulundular. Konuşmacıların anlattıklarından yola çıkarsak bu ilişki gençlere de yansımış. Gençlik örgütlerine kalsa yapacakları çok şey var ama merkezin kontrolünden çıkamıyorlar ama bundan sıyrılmak da istiyorlar.
İkinci eleştirim, bu sadece gençlik kongresinde değil, diğer kongrelerde de gözlemlediğim ve İlçe Kadın Kongresi’nde yapmış olduğum konuşmamda da ifade ettiğim parti içinde ileri derecede kavram ve ideoloji kargaşası var. Bazı konuşmacıları dinlerken hayretler içerisinde kaldığım durumlar oldu. Bu vehamet gençlere de geçmiş. Tarih ve siyaset bilgisi yeterli değil.
Parti okullarında eğitmenlere bu konuda çok görev düşüyor. Sadece tüzük ve yönetmelik öğretilmemeli. Belli önemli tarihi olaylar, ideolojiler, temel olan kitapların zorunlu olarak okutulması şart. Karşılıklı tartışmalar yapılıp, fikir alışverişinde bulunulmalı. Az da olsa felsefe , sosyoloji yanı sosyal bilimler programa alınmalı.
Şimdi parti 3 bölüme ayrıldığını gözlemliyoruz. Kılıçdaroğlu ve ekibi, ulusalcılar ve kendini solda olduğunu söyleyenler. Gençlik kongresinde de durum böyle. Gençler evet partili ama bir arayış içinde. Kimisi Atatürk çizgisinde olduğunu vurguluyor (bu oluşumun içindeki CHP’liler Hürriyet Hareketini kuruyor) diğer yandan Birleşik Haziran Hareketi’ne destek olanlar da var. Bir genç çıkıp Atatürk diyor, diğer genç Mustafa Suphi’yi anıyor. Hangisi doğru yapıyor hangisi yanlış yapıyor, bunu yargılamak bana düşmez. Ama sonuçta bir kuruluş felsefen var. Sol siyasi kültür çok popüler bu aralar, buradan yürürüz havası partiye işlemiş. Ama sol değerleri taşımak ağır bir sorumluluk ister. Verdiğiniz isimler önemlidir, bu isimlerin ideolojileri önemlidir. Kilit nokta hangisi partinin özünü yansıttığıdır. Hangisini partiye uyarlayabilirsin ve karşılığı olur bu önemli. Bir genç çıkıyor Lenin’den, Marksizmden bahsediyor. Güzel… Marksizmi 2018’in şartlarına uyarlayabilirsin belki ama üye olduğun, çalıştığın parti Cumhuriyet Halk Partisi. Bunu uygulamak istiyorsan önce Partiyi dönüştürmelisin… Eğer benim yolum Atatürk yolu, ben sosyalist değilim diyorsan sadece Anıtkabir’e gidip, sandığını korumakla olmaz bu iş. İşin en daha garibi bu parti sosyal demokrasiyi savunuyor ama sosyal demokrasi adına hiçbir konuşma geçmiyor. En baştan başlayan çelişkiler en tabana kadar işlemiş. Partinin ivedi şekilde hat çizmeye ihtiyacı var. Ve tutarlı olmak durumunda. Kafa karışıklığı buradan geliyor.
Adayları ve konuşmalarını nasıl buldun?
Atmosfer çok renkli idi. Gençlerin sloganlarından konuşmalar geç başladı. Pek çok genç söz alarak 5’er dakikalık konuşmalarında fikirlerini, sıkıntılarını paylaştılar.
Emre Yılmaz güzel bir metin hazırlamış. Geniş kapsamlı, bir şeyi atlamadan gayet başarılı bir konuşma yaptı. Her konuya temas eden yeri geldiğinde ince mesajlar veren ve 12 maddeden oluşan manifestosunu da içine alarak, sağlam bir konuşma yaptı. İktidara geldiklerinden itibaren gelinen süreci, günümüz ve geleceğimizi ifade ediyor. Akıllı biri, konuşurken bağırmıyor. Genellikle o mikrofon ele alındığı zaman herkeste bir bağırma durumu var. Emre’de bu yok çünkü yapacakları var belli. “Bizim sokaklarımız denize çıkar ama sizin sokaklarınız otel lobisine çıkıyor” şeklinde karşı tarafa atıfta bulundu. Ardından Kenan Otlu konuşmasına başladı. Emre’ye “ben metine bakarak konuşma yapmam” ve “bu manifestoyu hazırlamışsın da 2 yıldır niye yapmadın?” şeklinde karşılık verdi. Zekice bir rekabet örneği gösterdiler.
Genel hava, gençlerin birbiri ile bir sorunu olmadığı yönündeydi. Daha çok Cumhuriyet Halk Partisinin yapısal işleyişi bakımından sorunları olduğu konusunda birleşti konuşmalar. Aykut Erdoğdu da “çocuklar bütün taşlar bize ve genel merkeze geldi” şeklinde de şaka ile karışık fikrini söyledi. Gençlerin konuşmaları, heyecanları, zekice esprilerinden milletvekillerinin öğreneceği çok şey olduğu da bir gerçek. Gençlerin o heyecanları ve tutkuları divan başkanlarını bile etkiledi. Konuşmaların eksik yanlarına bakarsak; Parti içi sıkıntılardan dolayı “ne yapmalıyız?” noktasında çözüm önerileri ve projeleri yoktu. Ayhan Yalçınkaya söz alarak bu konuya temas etti. “Siz siyasetçi değilsiniz, her biriniz devrimcisiniz” diyerek bu bilinçle hareket etmelerini önerdi. Gençlerin heyecanı var fakat kafaları karışık. Dışarıya bu enerjileri vermeleri gerekirken, iç hesaplaşmalara ağırlık veriyorlar. Genel merkez baskısına maruz kalmazlar ve hür iradeleri ile hareket ederlerse CHP Gençlik Kolları asıl özünü yakalayacaktır diye düşünüyorum.
0 comments on “SİNEM AKSOYOĞLU: CHP’Lİ GENÇLERİN KAFASI KARIŞIK”