AKP başkanlık, PKK/HDP özyönetim istiyor. Her iki parti de iddialarında ısrarcılar. Ana muhalefet partisi ise hem başkanlığa hem de öz yönetime karşı. Bu nedenle sesi duyulmuyor. Çünkü başka partilerin politikalarına karşı çıkıyor sadece. Ayrı bir proje veya özgün bir ses olarak siyasette yer edinemiyor Halk Partisi. Makale kendisine bahsi geçen bu politik durgunluğu konu alıyor. AKP ve HDP’nin tek yanlı politikalarla sıkıştırdığı güncel Türkiye reel politiğinde CHP de bir tez önerebilir mi? Kanımca böylesi bir soruya verilebilecek en makul yanıt federalizmdir.
Hatırlanacağı üzere Kılıçdaroğlu liderliği ile bu liderliği ideolojik doğrultuya yönelik projelerle tahkim etmesi beklenen Sencer Ayata ve ekibinin çalışmaları başlıca iki amaçta kristalize oluyordu: Öncelikli mesele partiyi daha güçlü bir şekilde sosyal demokrat bir niteliğe kavuşturmak ve bu yolda Türkiye’deki siyasi iklimi sola sempati duyan bir noktaya çekebilmekti. En az bunun kadar önemli bir diğer husus bu Yeni CHP’nin iktidar alternatifi olmasıydı. Hakkaniyetli olmak ve kimsenin emeğini küçümsemek lazım. Kılıçdaroğlu CHP’si Baykal’ın bıraktığı parti değil sonuçta. Ama yine de parti performansının ortaya konulan amaçların çok gerisinden kaldığı da açık. CHP kesinlikle iktidar alternatifi değil. İki parti arasındaki oy farkı kapanmıyor çünkü. Dahası sola açılım fazlasıyla ağır bir tempoda devam etmekte. Ortada bir sol popülizm yok. Ayrıca kitlelerin hatırladığı son ciddi sosyal demokrat öneri aile sigortası. Bu önerinin de seçimlerden önce yapıldığı ve aradan yıllar geçtiği dikkate alınırsa parti liderliğinin gelinen yeri ciddi ölçüde sorgulaması, özeleştiri sürecini başlatması ve bir karar vermesi gerek. Ya amaçlar revize edilecek ya da bahsi geçen amaçlara yönelik yeni bir politik strateji belirlenecek.
Kanımca federalizm Halk Partisi için hem solcu olarak kendisini tanımlayıp hem de iktidar alternatifi olabileceği tek ciddi reel politik enstrümana karşılık geliyor. Bu tezi üç ayrı argümanla temellendirebiliriz: Sadece bugünkü AKP-CHP ilişkileri bakımından değil, cumhuriyet tarihi boyunca DP, AP ve ANAP gibi partilerin konumları özelinde de merkez sağın merkez sol karşısındaki ezici üstünlüğü bize açıkça gösteriyor ki sağ oylar güçlü bir partiye aktığında bu tek parti karşısında onun daha solunda yer alan rakibin seçim kazanma şansı bir hayli azalmakta. Şüphesiz ki Halk Partisi orta ve uzun erimde yurttaşların sağ siyasal değerlere sıcak bakmasına yol açan ortamın değişmesi için çaba göstermeli. Ama kısa erimde sağ ağırlıklı siyasi atmosferle baş edebilmek için başka bir siyaset kurgusu geliştirmesi gerek. İşte tam bu noktada federalizm devreye girmeli. Şöyle ki, madem genel iktidarı ele geçirmek zor, o zaman ülkenin eyaletlere bölünmesi fikri savunulabilecek en olası çözüm. Ancak böylelikle sürekli olarak muhalefette ve azınlıkta olmaktan kurtulabilir Halk Partisi.
Federalizm sağ oylarla sol oylar arasındaki devasa farkın yarattığı dengesizliği törpüleyerek muhalefete de iktidar olma şansını veren makul bir siyasal dizgenin yerleşmesine yardımcı olabilir. Tabii eyaletlere ayrılmış yeni Türkiye siyasetinden CHP’nin kazancı sadece yerelde iktidar olma şansı değil. Federalizm çoğulcu siyaseti çoğunlukçu alternatifi karşısında daha itibarlı hale getirecek nitelikte dengeli bir siyasal iklimin doğmasına yol açabilir. Bilindiği üzere federal devlet bir tür yatay kuvvetler ayrılığı düzeni olarak işliyor. ABD ve Almanya gibi seçkin örnekler bakımından liberal demokrasilerin hukuk politiği federalizme dayanmakta. Tabii bu sonuç hiç de şaşırtıcı değil. Güç merkez ile eyaletler arasında paylaşıldığında birey hak ve özgürlüklerini korumak çok daha kolay oluyor. Erdoğan’ın muhafazakar siyasetinden ve böylesi bir doğrultunun kuvvetler ayrılığını giderek daha da işlemez hale getirmesinden şikayetçi olan ana muhalefetin federalizm konusunda daha hassas ve istekli olması gerekir.
Tabii bir de Kürt sorununa değinmek yerinde olur. Federalizm Kürt sorununun makul bir zeminde sönümlenmesini mümkün kılacak nitelikte bir öneri. Ana muhalefetin federal devletten yana tavır koyması hem AKP’yi güç durumda bırakabilir hem de Kürt solu ile Türk solu arasındaki mesafenin kapanmasına yardımcı olabilir. Çünkü federalizm belediyelere daha fazla yetki verelim tezinin ötesinde bir içeriğe sahip. Bu tür bir proje Kürt hareketinin pek çok talebini kendiliğinden bir şekilde karşılıyor. Dahası sosyal demokrat bakışla federal kavrayış arasında herhangi bir karşıtlık yok. Ne Sosyalist Enternasyonel ilke olarak ne de önemli hiçbir sosyal demokrat parti pratikte federalizme karşı değil.
Sonuç olarak federalizm hem CHP’nin kısmen de olsa iktidar olmasını sağlayacak hem Kürt sorununda çözecek hem de kuvvetler ayrılığını güçlendirecek bir adım. Peki, neden önermiyorlar sorusu akla gelebilir? Çünkü yine kaybedilen bir seçimin ardından kurultaya gidiyor parti. Ülkede iktidar olamayanların partide iktidar olduğu bir siyaset tarzı ufku kaplamış durumda.
0 comments on “FEDERALİZM VE CHP”