16-YENİ BİR KENTLİLİK KENT YAŞAM

Geleceğin şehirleri katılımcı ve kapsayıcı olacak

İnsanlık tarihinin en hızlı döneminin, yerkürenin her köşesine yayılan bir teknolojik devrimin içerisinden geçerken yurttaşı görünür ve güçlü hale getiren, toplumsal katılım koşullarını, biçimlerini değiştiren platformlar, milyonlarca insanı ağlar üzerinden birbirine bağlıyor. Böylelikle mümkün olan en kısa sürede haberleşmeyi, deneyim paylaşımını sağlayan bu platformlar, bir yandan yurttaşlık bilincine katkı yaparken diğer yandan da yurttaşların politik yapılardan, merkezi ve yerel yönetimlerden beklenti ve taleplerini yükseltiyor.  İletişimin yataylaşması, ağlar üzerinden kurulan ilişkiler, hiper şeffaflık talebi, kurumsal davranış biçimlerini, politik ilişkileri değişime zorluyor. Dijital teknolojiler sayesinde yataylaşan ilişkiler, dünyanın her yerinde dijital platformlar aracılığıyla birbiriyle bağlı insanların deneyim paylaşımları ve birbirlerinden öğrenmesi, gelişmelerden haberdar olması, geleneksel yukarıdan aşağıya doğru tasarlanan yönetim biçimlerine yavaş yavaş son veriyor. 

Bu değişimin, yerel yönetimleri merkezi yönetimlerden daha etkili bir geleceğe taşımakta olduğu kuşkusuz. Merkezi yönetimlerden daha çok yurttaşa, vatandaşa yakın olan yerel yönetimler için şehirlerin artan sorunlarıyla yenilikçi ve katılımcı biçimde mücadele etmek, değişimi yönetebilmek en yaşamsal konulardan biri. Kamu harcamalarında kısıntı, merkezi yönetimin baskısı gibi faktörler özellikle büyük şehirlerin belediyelerini zorlamakta. Böylesine çetin bir dönemde, yerel yönetimlerin verimlilik ve etkenliğini arttırmak için bir dizi iş birliği ve desteğe ihtiyacı var. İnsan odaklı bir yerel yönetim anlayışının, şehirlerin toplumsal sorunlarının çözümünü hızlandıracağı ortada. Dünyanın büyük ve önemli şehirlerinden çoğu, uzun yıllardır şehirlerin yönetiminde, yurttaş ve onları temsil eden sivil toplum kuruluşlarıyla aynı masaya oturarak şehirlerin devasa sorunlarını birlikte çözmeye uğraşıyor, şehri sahiplenmeleri için gerekli katılımcı mekanizmaları çalıştırıyorlar. Türkiye’de de bir çok yerel yönetim karar alma mekanizmalarına sivil toplum örgütlerini, yurttaş ve toplulukları dahil etmeye başladı, katılımcı planlama uygulamaları çoğalıyor. 

Geçtiğimiz yıl, Ankara Kent Konseyi, “Katılımcılık Etki Ödülü”nü alırken, “Şeffaf, Katılımcı, Hesap Verebilir Yönetim Anlayışı”na sahip Ankara Büyükşehir Belediyesi, stratejik planını katılımcı bir süreçle hazırladı. Belediye Başkanı Mansur Yavaş, belediye ihalelerini canlı yayınlayarak önemli bir adım attı. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Kent Konseyi ve İstanbul Planlama Ajansı ile birlikte katılımcı bütçe modelini uygulamaya başladı. İBB’nin 16 milyon için geliştirdiği insan odaklı “Katılımcı Bütçe Modeli”, yeni belediyecilik anlayışı çerçevesinde; halkın yararına olacak projelerin halkla birlikte devreye alınmasını ve harcamaların bu önceliklere göre yapılmasını öngörüyor. Dünyanın önde gelen şehirlerinin bir çoğunda uzun yıllardır yerel yönetimler tarafından uygulanan katılımcı yöntemler, yerel yönetimlerin politikalarına ve sundukları hizmetlerin iyileştirilmesine büyük katkı yapıyor, kamu kaynaklarının etkin kullanılmasını, gerçek hedeflere yönlendirilmesini sağlıyor.  Barselona, katılımcı bütçe uygulamasını en etkin kullanan şehirlerden biri. Geçtiğimiz yıl, yıl bütçesinden 75 milyon avroyu (bütçenin yüzde beşi) mahalleler için harcayacağını açıklayan Barselona Belediyesi, bu doğrultuda dijital kanallardan katılımcı bir süreç başlattı ve Barselona halkından mahallelerin iyileştirilmesi için bine yakın teklif geldi. Seçilen projeler, belediye tarafından finanse edilecek. Barselona’nın yanı sıra, Porto Alegre, Buenos Aires, New York, Seul, Londra, Milano gibi farklı kıtalardan bir çok şehir kısmi katılımcı bütçe planlaması yapıyor. Almanya’nın Mannheim Belediyesi ise şehircilikle ilgili tüm kararlarını katılımcı süreçlerle alıyor. Hatta bununla ilgili tüm bölümleri “Tavsiye, Katılım, Seçimler” adını verdiği yeni bölümün altında birleştirdi.

Paydaş katılımı, alınan kararlar ve hizmetlerden etkilenen tüm kesimlerin, karar alma ve hizmet geliştirme süreçlerine dahil olmasıdır. Yerel yönetimlerin hizmet ve kararlarından etkilenen ve bunları etkileme gücü olan kişi, topluluk ve kurumların kapsayıcı bir biçimde karar alma mekanizmalarına dahil edilmelerini sağlayan yaklaşımdır. Yurttaşlar, sivil toplum örgütleri ve ilgili tüm grupların karar alma süreçlerinde seslerini duyurabilmesine olanak sağlayarak daha adil ve sürdürülebilir bir kalkınmanın yolunu açar. Stratejik planlamadan kent konseylerinin oluşturulmasına, ulaşım, çevre, sağlık v.b. ile ilgili kentsel sorunların çözümünden mahallelerin yönetimine dek çeşitli alanlarda yerel yönetimlerin toplumla doğrudan ve etkin bağ kurmasını sağlayan paydaş katılımı, sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biridir. 

Türkiye nüfusunun büyük bir bölümü şehirlerde yaşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, il ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus oranı yaklaşık yüzde 93. Bu oran, Avrupa ülkeleriyle neredeyse aynı ancak dünya ortalamasının çok üzerinde. Önümüzdeki yıllar içerinde bu oranın daha da yükseleceği, şehirlerin en yaygın yerleşim alanları olacağı kuşkusuz. Nüfus artış hızının yüksek olduğu yerler ağırlıklı olarak göç alan büyük şehirler. Şehirlerin artan nüfusu ve ihtiyaçları, bir yandan yerel yönetimler için ciddi sorunlar teşkil ederken diğer yandan da yeni fırsatlar ortaya çıkarıyor. Bir şehri iyileştirmenin en iyi yolunun yurttaşları harekete geçirmek olduğunun bilincinde, insan odaklı yerel yönetimler, etkin ve etkili yerel politikalar üretmek için mümkün olan her durumda katılımcı süreçlerden yararlanmaya başladırlar. 

Yenilikçi çözüm yolları arayan yerel yönetimler, kaynakların etkin ve verimli bir biçimde kullanılabilmesi için yeni yönetim stratejileri geliştirmeye odaklanıyor, bu kapsamda yurttaşları karar mekanizmalarına dahil etmeyi hedefleyen kapsayıcı ve etkin yöntemlere yöneliyorlar. Yurttaşların gündelik hayatta karşı karşıya kaldıkları sorunlara yenilikçi ve katılım süreçleri gözetilerek çözüm üreten yerel yönetimlerin gücü ve etkisinin her geçen gün daha da büyüdüğüne tanık oluyoruz. Belediyelerin politika ve plan yapma süreçleri ile hizmet tasarlama alanlarına büyük katkısı olan katılımcı süreçler, toplumsal ilerlemenin kalbi haline geliyor. Farklı katmanların görüşlerini alarak ilerleyen ve kapsayıcı bir karar alma mekanizması kurmayı başaran yerel yönetimler, yerel politikaların halk tarafından sahiplenmesini sağlarlar. Böylelikle toplumun tüm katmanları tarafından kabul gören, desteklenen bir siyasal bir güç haline gelirler. Günümüzde dünyanın önde gelen şehirlerinin yerel yönetimleri, katılımcı politikaların şehirlerde sürüdürülebilir kalkınmayı desteklediğini ve kentsel refahın arttmasına katkıda bulunduğunun farkında. Stratejik planlama, kentsel tasarım, sağlıklı ve akıllı şehirlerin yaygınlaşması, kent yoksulluğuyla mücadele gibi bir çok alanda, paydaş katılımı yenilikçi yöntemleri ve öğrenme deneyimlerini geliştiriyor, şehirlerde yaşam kalitesine önemli etkide bulunuyor. 

Paydaş katılımı, Türkiye için henüz yeni bir kavram olsa da, bunu kucaklayan, yönetim anlayışlarının bir parçası haline getiren yerel yönetimlerin sayısı gün geçtikçe artıyor.  Geleceğin şehirlerinin katılımcı ve kapsayıcı olacağı kuşkusuz. Yerel yönetimlerin yurttaşlarla ilişkisi, etkileşimi güçlendikçe, sürdürülebilir çözümler de artacaktır. Günlük sorun ve ihtiyaçlarının çözümü çerçevesinde yurttaşlarına danışan, onların bilgi ve birikiminden yararlanan, yurttaşlarını çözümün parçası haline getiren yerel yönetimler sayesinde, şehirler yaşanabilir olacaktır. 

hakkında

Şeyda Taluk, 1989 yılında Marmara Üniversitesi iletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümünden mezun olmuştur. Lisans eğitimini Paris 8 Üniversitesinde Siyaset ve Hukuk Bilimi bölümünde tamamlamış aynı üniversitede Avrupa Çalışmaları üzerine doktora öncesi seminerlere katılmıştır. Yaklaşık 25 yıldır politikadan, sivil toplum örgütlerine, kurumsal markalardan bireysel alana kadar uzanan birçok katmanda siyasal ve sosyal iletişim konusunda danışmanlık yapmaktadır.

0 comments on “Geleceğin şehirleri katılımcı ve kapsayıcı olacak

Bir Cevap Yazın