CHP’nin Çankaya’daki en genç adaylarından birisisiniz. Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
27 Eylül 1992 yılında Ankara’da doğdum. Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra 2 yıl boyunca özel bir inşaat firmasında Teknik ofis mühendisi olarak çalıştım. Şu an plastik boru üreten bir fabrikada kalite kontrol ve teknik ofis şefi olarak çalışmaya devam ediyorum. Aynı zamanda Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü üçüncü sınıf öğrencisiyim. 2017 yılında TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şube yönetimine girdim. Aynı zamanda Aşık Veysel Kültür Derneği üyesiyim.
Aşık Veysel’in torunu olmak sizin için ne ifade ediyor?
Aşık Veysel’in torunu olmak benim için çok kıymetli ve çok değerli bir mirastır. Çünkü Aşık Veysel, soy ve mezhep ayrımcılığıyla kimseyi ötekileştirmemiş, her daim sosyal görüşlü ve ileriyi gören bir insan olmuştur. Dolayısıyla ailemin bana bıraktığı en güzel değerdir. Onun torunu olmak gerçekten yaşamımızda bizi bütün adımlarımızı daha değerli, daha anlamlı kılıyor ve toplum yararına atmamız gereken adımları bize belirtiyor.
Dedemin bize bıraktığı en güzel miras Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Dedem bu durumu kendi de dile getirmiş ve döneminde tüm gazetelerde de yayınlanmıştır. Ailesine de vasiyet etmiştir. Aşık Veysel “tek başıma da kalsam Atatürk’ün partisine oy veririm” demiştir. Bizler bunu miras edindik. Dolayısıyla benim için Aşık Veysel’in torunu olmak bu söz nedeniyle de çok değerli. Onun en güzel felsefesi, 72 yıl boyunca yaşadığı kendi karanlık dünyasından çıkarak bize aydınlık bir geleceği miras bırakmasıdır.
Ben de bu felsefeyle etnik köken, siyasi kimlik gözetmeksizin insanlarımız için çalışacağım. Bu felsefeyle ‘Dava insanlık davası’yla yola çıktım. İnsanımız için, toplumumuz için bu yolda bir adım attım.
Siyasette bu ilk deneyiminiz mi? Şimdiye kadar neler yaptınız?
İlk olarak şunu söylemeliyim ben siyasetin içinde doğan biriyim. Çünkü ailem yıllarca CHP’nin çeşitli kademelerinde görev aldı ve aktif olarak siyaset yaptılar. Bu nedenle de siyasete her zaman bir ilgim vardı. Ama siyasetteki ilgimin asıl nedeni gerçekten dedemizden kalan mirasla birlikte topluma, vatanımıza, milletimize yararlı şeyler yapabilmektir. Artık siyasette etkin bir rol almak, görev yapmak istediğim için bu yola başladım. Dört-beş yıldır çeşitli kademelerde görev aldım, çeşitli milletvekilleriyle de çalıştım.
CHP’deki kotayı, 30 yaş sınırını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle gençlerin ve kadınların bir kotaya maruz kalmasını doğru bulmuyorum. Sonuçta hepimiz eşitiz. Kadın erkek eşitliğini bize M.Kemal Atatürk öğretti. Dolayısıyla böyle bir kotanın CHP’de olması beni çok şaşırtıyor. Gençlerimizi ve kadınlarımızı da gerçekten partinin yönetim kısmında yeterli bir sayıda değerlendirebilirsek zaten böyle bir kotaya da ihtiyacımız kalmıyor.
Belediye meclis üyeliğine seçilirseniz ne yapmayı planlıyorsunuz? Gençler için daha fazla mesai harcayacak mısınız?
Yerel yönetimler siyasetin en önemli adımı diye düşünüyorum. Dolayısıyla yerel yönetimlerde görev alırsam gençlere olan desteğimi daha fazla ön plana çıkarmayı düşünüyorum. Tabi kültür sanat etkinliklerine Aşık Veysel’in torunu olmam vesilesiyle daha çok önem vereceğim. Fakat benim üzerine eğileceğim husus öncelikle Ankara’ya okumaya gelen gençlerimizin yaşamlarını sürdürebilmeleri için mücadele ettikleri maddi olanaksızlıklar olacaktır.
Maalesef yaşadığımız toplumda sanata ve sanatçıya nasıl saldırıldığını görüyoruz. Bu nedenle de hep birlikte Çankaya’da bunun mücadelesini canlandırabiliriz. Çankayalıların gerçekten sanata ve kültüre çok önem verdiğini düşünüyorum. Bu nedenle, Belediye Meclis Üyesi olursak burada sanatla ilgili çok güzel faaliyetler yapabiliriz diye düşünüyorum.
Adaylığınızda sizi öne çıkaran bir şey var mı?
Öncelikle aday olmamda ki en önemli husus, gerçekten siyasetteki hedeflerime ulaşabilmek. Bu nedenle meclis üyesi adaylığı benim için bir başlangıçtır. Mühendis olduğum için yerel yönetimlerde çalışmak mesleki anlamda bana çok şey katacak dolayısıyla da belediyeye daha çok katkı sunabilme olanağı sağlayacaktır. Ben her şeyin eğitimden geçtiğini düşünüyorum. Belediye Meclis Üyeliği siyasetin bir basamağı, en önemli eğitim ve deneyim imkanıdır aynı zamanda. Nitelikli, liyakatlı siyasete inanıyorum, burayı ilerideki siyasi hayatımın bir temel taşı olarak görüyorum. Buradan edindiğim deneyimle siyasetteki adımlarımı daha sağlam atabilirim ve bu yüzden de Belediye Meclisi’ne aday oldum.
Siyasetin atardamarı gençlerdir. Dolayısıyla gençler sadece sokakta bayrak asmamalı. Gençler sadece yürüyüşlerde pankart taşımamalı diye düşünüyorum. O yüzden nitelikli gençlerimizin bu partide yetişmesi gerekiyor. Bunun için de alt kademeden başlamaları gerekiyor. Biz partide mutlaka nitelikli insan yetiştirmeliyiz. Ben partinin belirli organlarını başlangıç olarak, bir siyaset okulu olarak görüyorum.
Ben de yaşadığı şehir dışında okumaya giden gençlerden biriyim. Dolayısıyla gençler için barınma sorununun ne olduğunu çok iyi biliyorum. Ailelerinden ayrı okumaya çalışan gençlerin günlük basit harcamalarında bile nasıl zorluk çektiğini biliyorum. Yerel yönetimlerin bu alanda ne kadar kritik olduğunu biliyorum.
Gençlere belediyenin yarattığı imkanlarla yurt sağlamak, part-time iş imkanlarıyla kendi geçimlerini sağlayabilmeleri için projelerim var.
Aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarında yer almam dolayısıyla da sivil toplum örgütlerinin ihtiyaçlarını bilen de bir insanım. Bunları umarım hayata geçirebiliriz.
Bu dönemde CHP belediyeciliğinde bir çığır açmamız gerekiyor. Yerel iktidardan genele gitmeliyiz. Yerelde başarıyı sağlamamız gerektiğine inanıyorum. Planlarım şimdilik bu yönde. Umarım güzel şeyler yaparız.
0 comments on “GÜL EDA HÜR: TEK BAŞIMA DA KALSAM CHP’Lİ KALIRIM”