Bugün Eren Aksoyoğlu’nun gözaltına alınışının 4. günü. Kardeşi Eda sosyal medyada bir yandan Eren’den haber vermeye diğer yandan da Eren’in “yalnızlığına” ortak olmaya çabalıyor. Yanlış okumadınız “yalnızlığına”. Eren hepimizin tanıdığı biri oysa ki. Ankara’da 10 Aralık Hareketi ile başlayan, CHP Gençlik Kolları ile devam eden, Haziran Hareketi ile süren ve belki de yanına daha pek çok hareketi, siyaseti, yolu, yoldaşlığı ekleyerek büyüttüğü bir tanışıklık onunki.
Sivri dili ile düşündüğünü ifade etmekten çekinmeyen biridir. Çoğu zaman benim bile duraksadığım, anlamaya çalıştığım cümleler kurar, tavırlar alır. Kızarız, kızgınlığımızı bazen belli etmekten çekinmeyiz. Ama her ne söylediyse bugün ki yalnızlığını hak edecek biri değildir.
Adalet yürüyüşü için yollara dökülen, bunu bir coşkuya çoğu zamanda bir festival etkinliğine dönüştüren arkadaşları, gençler, birlikte çalıştığı siyasi isimlerin yalnız bıraktığı biri şimdi Eren…
Bu yalnızlığını belki en son ifade edecek kişilerden biriyim. Ama bunun kırgınlığını görüyorum kardeşinin mesajlarında. Günleri, saatleri saymaya böyle çaresizlik içinde devam ederse, bu kırgınlığın kızgınlığa dönüşmesi kaçınılmaz. Daha en başta sarı öküzü verdiğimizde, başkalarının yalnızlığına, çaresizliğine umursamaz bir yerde durduğumuzda hepimiz için başlayan bir süreci yaşıyoruz şimdi. Yarın yapılacak miting sonrasında herkesin başına adalet nuru yağacağını düşünüyoruz ya. Diliyorum ki, daha büyük boşluklara düşürmez bizi.
Eda bir an önce kardeşinden mutlu haberler alır. Eren daha büyük haksızlıklara uğramadan evine döner. Bu yalnızlık kısa sürer. Kardeşinin ifade ederken bile zorlandığı bıyık altından gülenler, gülmeye cüret edenler koşarak Eren’i kucaklar, onu yalnız bıraktıkları bu günleri unutturmaya çalışırlar. Umarım kısa sürer bu hissizlik, bu koyvermişlik, bu festival, bu kurnazlık, bu bıyık altı siyasetler…
0 comments on “EREN AKSOYOĞLU’NUN YALNIZLIĞI”