Fransa Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerini tamamladı.Parlamento seçimleri sırasında sol partiler 341 sandalye sayısıyla saltçoğunluğu sağladılar, 1997’den beri ilk defa 2 aşırı sağ partiye mensup UlusalCephe milletvekili de parlamentoda sandalye elde etti.
Sarkozy’nin hemen hemen tüm kurmayları seçimde yenildiler.François Hollande’ın eski eşi ve eski bakan Segolene Royal, Fransa’da DemokrasiHareketi’nin lideri François Bayrou, aşırı sağcı Ulusal Cephe(FN) lideri MarineLe Pen parlamentoda yer bulamadılar.
Parlamentoda yer alamayan bir diğer ilginç isim ise ValérieBoyer. Boyer Marsilya’dan katıldığı seçimde umduğunu bulamayanlardan. Boyer’inyaratmış olduğu “ERMENİ SOYKIRIMI” rüzgârına güveni tamdı, ikinci turseçimlerinin sonuna kadar da bu güvenini kaybetmemişti, ancak sandığayansımalar beklediği gibi olmadı. Aralık 2011’de parlamentodan geçerkendünyanın gözünü Fransa’ya çeken “ErmeniSoykırımı Yasa Tasarısı” bilindiği gibi Şubat 2012’de Anayasa Konseyitarafından Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesi ile reddedilmişti.
Aralık ayında Fransa’ya karşı Türkiye tarafından başlatılmışolan boykot Rio Zirvesinde “Hollande – Erdoğan” görüşmesi sonrasında,Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından kaldırıldı. 1992’den bu yana resmidevlet ziyareti gerçekleşmeyen Türkiye – Fransa ikili ilişkileri ve Avrupa-Ortadoğupolitikası açısından son derece önemli bir diğer haber ise Hollande’ınTürkiye’ye geleceğini duyurmasıydı.
Hollande, göreve geldiğinden beri izlediği politikadaönceliği Sarkozy’nin politikalarında eleştirilen kısımları saptamak ve onlarıdüzeltme yoluna gitmek. Hiçbir ülkenin Avrupa Birliği Uyum yasalarının üzerineyepyeni şartlar dayatma hakkı yokken 2007 senesinde göreve gelen Sarkozy,(Fransa’nın Birlik üzerindeki gücünü kullanarak) tam da Türkiye ekonomik veparasal politika faslını açmaya hazırlanırken 5 faslı veto etmişti. Bufasıllar “Ekonomik ve Parasal Politika”,“Tarım ve Kırsal Kalkınma”, “Bölgesel Politika ve Yapısal AraçlarınKoordinasyonu”, “Kurumlar” ve “Mali ve Bütçesel Hükümler” veto sebebi ise AB üyeliğiyledoğrudan irtibatlı olması. Hollande Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediğinidaha önce de dile getirmişti, şimdi ise bu beş fasıl üzerindeki Fransızambargosunu kalkıyor.
Bu süreçten sonra gözler Elysée Sarayı ve parlamentoda.Atılacak her adım Avrupa, Ortadoğu ve dünya açısından gözlemlenmeli. Avrupa’dasol yönetimlere bir dönüş gözlemlemek mümkün. Ancak iyi işlenmesi gereken süreçise Dünya’nın ortak bir buhrana doğru sürükleniyor olması. 12 Haziran 2011’deyapılan seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi beklenen başarıyı elde edemediğindeiç ve dış basında pek çok yorumcu mevcut ekonomik krizin, Arap dünyasınındalgalı seyrinin ve çeşitli iç anlaşmazlıkların CHP suçlanarak tüm sosyaldemokratlara mal edileceğini öngörmüştü. Türkiye seçimlerinin sonuçları dasosyal demokrat CHP lehine sonuçlansaydı, yıllardır iktidar hasreti ile tutuşansosyal demokratlar bu politikalar sonucu çıkacak krizler neticesinde yine uzunyıllar düşük oy seyirleri gösterecek, miting alanlarında meydanlarda ekonomikistikrarı bozmakla suçlanacaklardı. Başkanlık yarı başkanlık, Fransız tipibaşkanlık adları ile kamuoyunu meşgul eden mevcut arayış ve görev yılıtartışmaları bir partiye mal edilecek çok çabuk bu kararların geçmişte alındığıunutulacak, yahu bu solcular da ülkeyi yönetemiyorlar kardeşim nidalarınıduymamız kaçınılmaz olacaktı.
Peki, şimdi ne olacak? Nasyonalist nitelendirilen Fransızseçmeni tercihini sosyalist yönetimler lehine kullandı şimdi gözler siyasetüretecek kurumlarda. Salt kimliklerin değil ortak paylaşımların ve eşitlikanlayışının yönetimi olmak isteğiyle yola çıkan sosyalistler, toplumun herkesimini kucaklayacaklar. Parlamento çoğunluğu ve halk desteği eğer yönetimüzerinde bir kibir yaratmazsa Avrupa krizi Fransa’nın iç ve dış politikasınahasar vermeden atlatılabilir.
Suriye politikası, Euro bölgesinin genel iktisadi durumu,Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne kabulu ve Ermeni Soykırımı hakkındaki fikirleriseçimden sonra da geçerliliğini korumaya devam etmekte. Sol yönetimlerinpaylaşımcı ekonomik politikası açısından bakıldığında ise Hollande fazlaiyimser ve uzlaşmacı davranıyor. Almanya – Fransa bloğunun kuvvetinin geçmişdönemlerde fazlasıyla hissedildiği Avrupa Zirvesindeyse değişim kendini İspanyave İtalya’nın daha çok söz alması ile hissettiriyor. Merkel bugüne kadarkuvvetinin farkında olup katı kemer sıkma politikalarını dayatıyordu ancakHollande desteğini alan İtalya ve İspanya başbakanlarının da sert bir müzakereyürütmesi, Merkel’i uzlaşmaya mecbur bıraktı. Böylelikle diğer iki büyükekonomi olan İspanya ve İtalya da zirveden lehte sonuç alarak ayrıldılar.
Şimdi gözler Türkiye’de yapılacak görüşmede, bu süreçtenönce ise davranışları ve söylemlerini iyi tartmak gerek. Türkiye’ye gülen yüzününsebebi ayrıntılarda araştırılmalı. Genel görüş Türkiye’nin bölge idaresi içinkuvvetinin farkında olduğu ve Sarkozy döneminde Türkiye ile ters düşmeninbedelleri ile mücadele etmek istemeyeceği yönünde.
0 comments on “HOLLANDE’DAN FRANSIZ ÖPÜCÜĞÜ”