KÜLTÜR SANAT

El Pepe: Yüce bir yaşam

Küresel ekonominin en fakir devlet başkanı unvanına sahip, gelirinin yüzde doksanını hayır kurumlarına bağışlayan, eşiyle beraber köyde yaşayan, sabah uyanıp, kuyudan suyunu çekip, bahçe işlerini yapıp, sonra devlet başkanlığına soyunan, üç bacaklı köpeği ile aynı odada uyuyan eski Uruguay cumhurbaşkanı Jose Mujica hakkında bir belgeselden bahsedeceğiz. Ancak öncelikle bu yüce insanın hayatına kısaca bir göz atalım:

Aramızda onu tanıyanlar varsa, eminim 1987 model Volkswagen Bettle’ını da tanıyacaklardır. Yalnızca iki koruması olan eski başkan, sıradan bir çiftçi görünümünde. (Hiç alışkın değiliz değil mi?) Andres Danza ve Ernesto Tulbovitz’in Jose Mujica hakkında yayınlanan “İktidarda bir Kara Koyun” eserinin deyimi ile, o bir “Saraysız Başkan.” Maaşını neden yoksullara bağışladığını ve başkanlık sarayında yaşamadığını ise şöyle açıklıyor: “Başka ıvır zıvırlarla çok uğraşırsanız halkınız için vaktiniz kalmaz!”  Ve ekliyor: “Düşündüğün gibi yaşarsan, yaşadığın gibi düşünürsün.”

Beş yaşındayken babasını kaybeden Mujica’nın sokaklarda satıcılık yaparak ailesine katkıda bulunduğu söyleniyor. 24 yaşındayken 1959 yılında gerçekleşen Küba devrimi sırasında Che Guevara ile tanışıyor. Hayatındaki en önemli dönüm noktası olan Che ile tanışmasının ardından Mujica, Küba devriminden esinlenen Tupamaros örgütünün içinde aktif olarak yer alıyor. Tupamaros, yoksul şekerkamışı işçileri ve öğrencilerden oluşan, adını İnka kralı Tupac Amaru’dan alan bir örgüt. Küba gibi yüksek dağlara sahip olmadığı için Uruguay’ın “şehir gerillaları” olarak adlandırılan Tupamaros, başta Batılı diplomatları kaçırarak şiddetten uzak bir yöntem izlemeyi tercih ediyor. Bu örgüt, özellikle bankaları ve yiyecek kamyonlarını soyarak, elde edilen ganimetleri yoksullara dağıtması ile biliniyor. Tupamaros’un zaman geçtikçe daha çok şiddetli eylemler düzenlemesi üzerine 1973’te bir darbe gerçekleşiyor ve Uruguaylılar bu darbeden ötürü örgütü suçluyorlar. Mujica, 1985 yılında demokrasi tekrar kurulana kadar tecritte kalıyor.

Eğer hapishanedeki tecrit günlerimde o derin yalnızlığı yaşamasaydım, bugün ben, ben olamazdım diyen Mujica, bir röportajında, hapishane yılları ile ilgili şu sözleri sarf ediyor:     

“Hapse girdim çünkü dünyayı değiştirmek istiyordum. Yaptıklarım daha iyi bir dünya içindi. Hapsin bana kazandırdığı, kişiliğimde, düşünme biçimimde derinleşme oldu. Çok uzun sürdü. Okuduklarımın üzerinde tekrar tekrar düşündüm. Ve çıktığımda artık her şey bambaşka görünüyordu gözüme. Kendimi, yaptıklarımı reddeden bir değişim değildi bu. Ama dünyayı görme biçimime bir derinlik geldi. Eskisi gibi çocuksu değildim. Altın değerinde bir ders aldım: Mağlubiyetler, zaferlerden çok daha öğreticidir.”

1985 yılında genel afla tekrar özgürlüğüne kavuşan Mujica, hapishaneden çıktıktan sonra diğer Tupamaros üyeleriyle beraber Halk Girişimi Hareketi’ni (Movimiento de Participación Popular-MPP) kuruyor. 1994 yılında yedek, 1999’da asli senatör seçiliyor. 2004 yılında Movimiento de Participación Popular,  bulunduğu ittifakın en büyük partisi haline geliyor. Aynı yıl başkanlığa seçilen Tabaré Vázquez’in en büyük destekçisi MPP oluyor. Mujica, 2005’ten 2008’e kadar Hayvancılık, Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı yapıyor, sonrasında Geniş Cephe’nin adayı olarak 2009 yılında %52 oy ile cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanıyor.

“Mahallemdeki kahvelere gitmeye devam ediyorum. Çoğu bana ‘Pepe’ diye sesleniyor, başkan bile demiyorlar. Ve sizli cümlelerle hitap etmiyorlar. İyi ki böyle, çünkü ben “sayın başkan” zırvalıklarını duymak istemiyorum. Bazıları bunu doğru bulmuyor ama umrumda değil. Ben böyleyim. Kendilerini bana yakın bulmayanlara bir sözüm yok.”

Gelelim belgeselimize…

El Pepe: A Supreme Life, ödüllü Sırp film yapımcısı Emir Kusturica’nın yönettiği ve Uruguay’ın eski cumhurbaşkanı ve eski gerilla savaşçısı José Mujica’nın oynadığı 2018 yapımı bir belgesel film. Belgesel José “Pepe” Mujica’nın hayatı ve Uruguay’ın son başkanının mirası etrafında dönüyor. Film boyunca hem Jose Mujica ile sohbet ediyor, hem de onun başkanlıktaki son gününe tanıklık ediyoruz. Belgesel boyunca yönetmen Emir Kusturica ve Jose Musica bir bankta oturup puro içerek dünya ekonomisinden bahçıvanlığa, Uruguay’ın politikasından aşkın siyasetine kadar çok çeşitli konularda sohbet ediyorlar.  Rotten Tomatoes’da beş eleştirmenin incelemelerine göre %100 tam  puan alan belgesel, yarışma dışı olarak Venedik Film Festivali 2018’de giriş yapıyor ve 27 Aralık 2019’da Netflix’te yayınlanmaya hazır hale geliyor. Kardeşi 1969’da Pando’yu Alırken ölen ve kendisi de geçtiğimiz şubat ayında vefat eden eski Tupamaro gerilla savaşçısı Jorge Zabalza, filminin vokal eleştirmenliğini yapmıştır. 

Belgesel, bütünüyle bir felsefi öğreti niteliğinde. İzleyip düşünmemek, imrenmemek, içselleştirmemek bir bakıma mümkün değil. Belgesel, baştan sona başka şekilde edinilmesi imkansız bir hayat dersi niteliğinde. Dünyanın en sevilen başkanı lakaplı Mujica’nın görevden ayrılmasına da hep beraber tanık oluyor, bir dönemin kapanmasının yarattığı hüznü hep beraber duyuyoruz. O dönemde halk, Mujica’nın görev süresinin dolmasına o kadar üzülüyor ki, haberlerde verilen bu görüntülerin Mujica’nın cenazesi olduğunu düşünülüyor. Ben de, çevremde bu konudan kime bahsetsem “Birkaç yıl önce vefat etti o değil mi?” sözleri ile karşılaşıp gülümsedim.

Mujica’nın sade yaşamı, samimiyeti, eşi ile ilişkisi, kendisini fazlası ile sert eleştirenlere dahi duyduğu anlayış, halkının ona duyduğu güven… Hayat hakkında, siyaset hakkında, aşk hakkında, “bir başkası” hakkında inanılmaz bir belgesel.

El Pepe’yi idol olarak benimser misiniz bilemem, ama şunu garanti edebilirim: O mutlaka saygınızı kazanacak.

El Pepe belgeselinden bir kesitle yazıyı sonlandırıyorum: “Gereksiz ihtiyaçlardan koca bir dağ yarattık. Bir şeyleri satın alıyoruz, sonra çöpe atıyoruz. Aslında boşa harcadığımız şey hayatlarımız. Bir şey satın aldığımızda ödemeyi para ile yapmıyoruz. Ödemeyi yaşamımızdan, para kazanmakla harcadığımız zamanla yapıyoruz. Aradaki fark şu: Yaşamı satın alamazsınız, yaşam geçip gider. Ve yaşamı boşa harcayıp özgürlüğümüzü kaybetmek korkunç bir şey!”

0 comments on “El Pepe: Yüce bir yaşam

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: